Kimin kazanamayacağı belli
Özellikle Amerika ve Avrupa da ki yaşıtlarımın ot, çöp için yaptığı eylemler şaşırtırdı beni.
Adamların iki ayı, bir öküz için haftalarca eylem yapıp evlerine gitmediği, iki ağaç kesilecek diye günlerce yemek yemediği olurdu.
O dönemler, bizde ayı öküz çok ondan kıymetini bilmiyoruz diye düşünüyordum ama galiba yanılmışım.
Son on yılda yaşanan ekonomik ve sosyal anlamdaki pozitif gelişmeler, duyarlı kesimi harekete geçirdi. Zannımca ekonomik olarak kendini rahat hisseden, gelecek kaygısı duymayan gençlik eylemlere attı kendini. Önünde Hedef, amaç şuur da olmayınca yapacak tek şey kalıyor Eylem. Eylem bilinci o kadar gelişti ki Eylem yapanlara destek olmak için bile eylem yapılıyor artık. İmrenerek baktığım o eylemleri şimdilerde doyasıya yaşıyorum,zira Çivril’de bile 3 günde bir eylem yapılır oldu. Hem de en demokratik en katılımcısından
Doksanlı yılların sonları iki binli yılların başlarında ülkede o kadar absürt şeyler yaşanmasına rağmen bugün eylem eylem diye yollara dökülenlerden hiç biri meydanlara çıkmıyordu mesela.
DSP ANAP ve MHP’nin idaresindeki 57. hükümet döneminde ekonomik olarak anası ağlayan millet, bırakın ağaç kesilmesine yeşilin yok edilmesine hortumlanan bankalara, batan şirketlere çalınan milyar dolarlara bile ses çıkartmıyordu.
Devir değişti nesil değişti duyarlı gençler şimdi Ot için Çöp için, Ağaç için eylem yapmaya başladı. ( yapılan eylemlerin ağaçlar için olmadığına inandığım için Ot çöp diyorum, ağaç düşmanı gibi algılanmasın lütfen)
Galiba bunu da Ak Parti yaptı, milleti uyandırdı Ot’a Çöp’e eylem yapar hale getirdi.
Birkaç haftadır şimdilerin modasıyla tükenmişlik sendromu denilen şeyi yaşıyorduk. Bizimki tükenmek değil de yazmak için konu bulamama, mevsimden dolayı bıkkınlık gibi bir duygu galiba.
Gezi parkı eylemelerine destek amacıyla üst üste iki eylem yapıldı Çivril’de. Yazma ve fikir konusunda Açıldık biraz. İlk eylem ADD önderliğinde yapıldı biraz cılız geçti, eylemden çok, sekiz on kişiyle yapılan basın açıklaması gibi oldu. Birkaç gün sonra yapılan eylem daha organize daha katılımcı daha bilinçliydi. O kadar katılımcıydı ki, AK Parti İlçe yöneticilerinin aileleri de eyleme destek verdiler mesela. Demokrasinin güzelliği işte hep bir ağızdan ‘gün gelecek Tayip Halk’a hesap Verecek’ ‘Çapulcular burada Tayip nerede’ diye slogan attılar.
Çoğu yerde özellikle İstanbul’da ortalık yangın yeri olmuşken Çivril’de Ak Partili yöneticinin eşi, çocuğu bir taraftan CHP’linin elini diğer taraftan İşçi partilinin elinden tutup Halay çekti.
Hülasa 10 gündür ( yazı kale alındığı tarih itibarıyla) her yeri savaş alanına çeviren eylemciler ve eylemcileri gaza getiren Ak Partili yöneticilerin, Çivril’deki ortamı görmelerini isterdim.
Hafta içinde ilçede yayın yapan gazetelerin sahipleri ile ulusal haber ajansı temsilcileri bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunduk. Aslında yaptığımız bir faaliyet di ama bu sefer yemekli oldu.
İyi de oldu.
Daha önceleri ayaküstü yaptığımız değerlendirmeleri uzun uzadıya konuştuk. Özellikle yerel siyaset ve siyasetçiler ile ilgili derin analizler yapma fırsatı bulduk. Konuştuğumuz birçok konuda doğal olarak fikir ayrılıklarına düşsek de 2014 yerel seçimlerinde Çivril Başkan aday adayları konusunda herkes hem fikirdi diyebilirim. CHP ve Ak partinin adayları konusunda fikir ayrılıkları olsa da MHP konusunda herkes aynı isim üzerinde yoğunlaşmıştı. İsimler konusundaki tespitlerden sonra fikir birliği yapılan diğer bir konu ise seçimi kimin kazanamayacağıydı. Yaşanan siyasi gelişmeler ve çalışmalar kimin başarılı olup olmayacağının sinyalini bugünden veriyor.