Başbakan Çivril'e Gelse

Yayın: 07 Eylül 2013 - Cumartesi - Güncelleme: 07.09.2013 14:05:48
Editör - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 5 dk.
Google News
Başbakan Çivril’e gelse Bu nerden çıktı şimdi demeyin, keşke gelse...
Başbakan 28 Eylül’de Denizli’ye gelecek. İnşallah Çivril’e de gelir
 
Son ve de ilk geldiğinde Çivril ile ilgili ciddi girişimler olmuştu, ne kadarı yapılmış neler değişmiş görme fırsatı olur. Hani, yapıldı denilen hizmetlerden hangileri yapılmış, yapılması gerekenler de neden yapılmamış bir nevi hesap sormuş olur.
Zira Çivril’de kimse neden yapılmadı neden bitmedi diye hesap sorma cesareti gösteremiyor.
 
Gelmesi için çalışma yapılabilir mi? Programı nasıldır araştırmak, girişimde bulunmak gerek.
 
Aday adayları konusunda CHP de başvuru süreci tamamlandı. CHP de aday adayları yapılacak ön seçim için delegelerin gönüllerini kazanmaya çalışacaklar. Zorlu ve meşakkatli bir süreç.
 
Önümüzdeki üç ay hummalı bir çalışma dönemleri olacak. Sonrasında ise başkanlık yarışı için köy köy, mahalle mahalle dolaşma zamanı.
 
AK Parti Ağustos Ay’ı ilçe Danışma toplantısını gerçekleştirdi. İlçe başkanın katılamadığı toplantıda yerel seçimlerde izlenecek yol ve rotalar üzerinde fikir alışverişinde bulunuldu. Adaylık konusunda değil açıklama, renk bile vermiyorlar.
 
Haziran Temmuz döneminde yapılan geniş kapsamlı anket verileri ile Eylül Ekim döneminde yapılacak anket verilerinin sonuçlarına göre netleşecek adayları. Şu an ismi zikredilenler ile birlikte güçlü isimler beklemede. Hele öyle biri var ki adayımız bu derlerse gerçekten sürpriz olacak.
 
Pancar dairesi satılmasın
 
Özel idare binasının satılmasından sonra bir başka değerli alan, Pancar Dairesinin bulunduğu arsa da satılığa çıkıyor. Özelleştirme dairesi başkanlığı tarafından. Belediyeden İmar planlarının yapılması için çalışma istediler. Üç katlı bina yapılması konusunda izin çıktıktan sonra satacaklar. Maddi değerini bilemem ama bu bölge yeşil alan olarak değerlendirilebilecek çok güzel bir alan. Çivril bu satışın olmaması adına kamuoyu oluşturup buranın satış listesinden çıkması için çalışma yapmalı. En büyük vazife İl Genel meclis üyelerinde özellikle de İktidar üyelerinde.
 
Bu sefer satışa değil iptale el kaldırmalılar. Cesurca, korkmadan…
 
Bu günlerde Mevlana’yı okumaya başladım. Mesnevi’den hikâyeleri okurken özellikle biri dikkatimi çekti. Ayıdan dost olmaz Ormanda bir ayıya bir boğa yılanı dadanmıştı. Yılan tümüyle ayının beline sarılmış onu rahatsız edip sıkıştırıyor. Bu acıya dayanamayan ayı can haliyle bağırıyor, yardım istiyor, çırpınıyor. Ama çabası nafile. İşte bu sırada oradan geçmekte olan bir adam ayının bağırışını duyarak olay yerine gelir. Ve durumu görüp ayıya yardım için kılıcını çekerek yılanı öldürür. Yılanın ölmesi ile kurtulan ve rahat nefes alan ayı kendisine iyilik yapan ve hayatını kurtaran adamın peşine takılır, “Sen benim hayatımı kurtardın. Seninle dost olmak ve hizmetine girmek istiyorum” diye ricada bulunur. Adam ilk etapta istemez ama ayının ısrarı karşısında kabul eder ve onunla gelmesine izin verir. Zamanla ayı bir daha adamın evinin eşiğinden ayrılmaz hale gelir. Bu durum üzerine komşuları adamı uyarır; “Ey komşu ayıdan dost olmaz. Başına bir bela geleceğinden endişe ediyoruz. Kov gitsin bu ayıyı. Unutma ahmak dosttansa akıllı düşmanın olsun.”Fakat adam artık ayının bağlılığını görerek farklı düşünmeye başlamıştır. Bu yüzden, ‘beni kıskanıyorlar. Onun gibi güçlü bir yandaşım olduğu için çekemiyorlar’ diye düşünür ve uyarıları dikkate almaz. Günlerden bir gün adam yanında ayı ile birlikte ormana odun kesmeye gider. Adam hayli çalışıp ağaçları kesip, odununu istifledikten sonra epey yorulmuştur. Soluklanmak üzere bir ağacın gölgesinde uzanır. Ayıda yanı başına çöker. Biraz sonra bir sinek gelip uyuyan adamın yüzüne konar. Ayı efendisine iyilik olsun diyerek sineği kovmaya çalışır. Ayının her kovmasının ardından sinek yeniden adamın yüzüne konar. Bu durum ayıyı çileden çıkarır. Sineği öldürmekten başka çare olmadığını düşünen ayı, bulduğu iri yassı bir taşı kapıp gelir ve sineğin konmasını bekler. Sinek adamın yüzüne konar konmaz da taşı olanca gücüyle adamın yüzüne indirir. Adam oracıkta sinek ile beraber ölür. Komşularının sözünü dinlememenin cezasını canıyla öder. Benim yazılarım da komşuların adamı uyarması misali dostluğumuzun gereği uyarı yazılarıydı.
 
Ne diyeyim… Ben dostluğumu son kez bu hikayeyle anlatmaya çalıştım. İnşallah taşı kafasına yemeden anlarlar!...
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.