Yeni biri Belediye Başkanı olamaz mı?
Geçen haftaki yazıdan sonra bu yazıyı okuyanlar ‘bu da ne dediğini bilmiyor bir hafta yeni yüzler diğer hafta tecrübe olsun ‘diyor diyebilir. Ama inan ki bir hafta içinde yaşadıklarımız fikirlerimizi alt üst etti. Siyahla beyaz kadar ayrıldı düşündüklerimiz.
Siyasetin tıkandığı noktalarda sıkça kullanılan bir genellemedir. Mevcut sistemin ya da düzenin sorunları çözememeye başladığı anlarda "Yeter artık.. Eskiler gitsin. Yeni yüzler gelsin" denir.
"Yeni yüzler" ifadesi kişisel bir tarifi yapmaktan ziyade, yeni projeleri-fikirleri olan insanlar için kullanılır 'gibi görünse de' aslında tam da cümlenin başındaki gibi 'kişilere özel' göndermedir..!!!
Özü itibari ile değer verilmesi gereken bir düşüncedir.
Siyasette özellikle genel siyasette yeni yüzler, yeni fikirler heyecan yaratır. Farklılık yaratır. Zira metalin bile eskidiğinin sıkça söylendiği günümüzde insanların da fikirlerinin de eskimesi kadar doğal ne olabilir ki?
Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki 'koltuk' hastalığının çaresi halen bulunamamıştır. Koltuk, makam, mevki bizde asla bırakılmak istenmez. O sebepledir ki "yeni yüzler" hep aranır olmuştur siyaset cenahımızda.
Bence de böyle olmalıdır. Özellikle 'genel' siyasette sürekli bir kan değişimi olumlu yansıyacaktır topluma.Milletvekilliği, Genel Başkan Yardımcılığı ve hatta Genel Başkanların 'değişimi' sinerji yaratır. Yeni yüzler yeni fikirleri ve projeleriyle halkta karşılığını bulur..
Ancaaak…
Zira yerel seçim, yerel yönetici, Belediye başkanı, farklı bir konudur. Elbette 'yeni yüz' dediğimiz şey kent yöneticiliği için de geçerlidir lakin 'tecrübe' belediyecilikte çok şeydir! Bir kenti-ilçeyi yönetmek istemek, başarılı olmak için tek başına yetmez. Alacağınız-aldığınız oy'un fazlalığı da sizin başarılı olacağınız anlamına gelmez. İster iktidar partisi isterse güçlü bir siyasi hareketin arkanızda olması da 'iyi bir belediye başkanı' olacağınız anlamına gelmez. İyi bir belediye başkanlığının olmazsa olmaz kriterleri illaki; genç, yeni, çok oy alan ve siyasi desteği arkasında hisseden biri olmaktan geçmez.
Bunlar da önemlidir ama yetmez.
İlla ki tecrübe gerekir!!
Yerel yöneticinin birinci olmazsa olmazı, yaşadığı yeri çok iyi bilmesinden geçer. Her caddeyi, mahalleyi, sokağı bilmelidir. Sorunları bilmelidir. İnsanları, kanaat önderlerini tanımalıdır. Ve kuşkusuz sorunlara yönelik çözüm planları olmalıdır. İşte tam bu noktada özü itibari ile anlatmak istediğimiz konuya geliyoruz. Bir yerel yöneticinin 'çözüm planı' olması için öncelikle yaşadığı yerin sorununu her haliyle bilmesi gerekiyor... Tecrübe dediğimiz şey, yaşanmışlıkla ilgilidir! Evet, genel manada siyasette 'yeni yüzler' olsun. Ama bu kesinlikle genel siyaset için olsun. Yerelde ise tecrübeli isimler ön plana çıksın. "Peki yeni birisi belediye başkanı olmaz mı?.." Olur elbette. Ama O 'yeni' önce bir belediye meclis üyeliği yapsın. Belediyenin işleyişini, imar kanunlarını, yaşadığı yerin sorunlarını öğrensin, ondan sonra Belediye Başkanı olsun! Sırf "yeni yüz" diye 'eski'ye olan öfkenin bilinçaltı dışa vurumuyla elimizdeki değerleri tu-kaka ilan edersek, sadece kişisel egomuzu tatmin etmiş oluruz..
Bu bizi belki rahatlatır. Ama ya yaşadığımız şehir?