15 Nisan 2020 - Çarşamba

KAYMAKAM BAŞLATSIN ÇİVRİL GERİSİNİ GETİRİR

Yazar - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 6 dk.
Bülent Çakır

Bülent Çakır

civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
Google News

Ne kadar hasta var, Denizli’ye sevk edilen hasta sayısı ne, kaç kişi iyi oldu, hangi mahallelerde kaç vatandaş evinde gözetim altında bilinmese de, Çivril genelinde Korona Virüsle mücadele devam ediyor.

Başta eleştirsek de ilerleyen günlerde Belediyenin üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya çalıştığını gördük.

Hatta sadece Belediyenin çaba sarf ettiğini görüyoruz…

Mahallelerin ve toplu taşıma araçlarının üç günde bir ilaçlanması,

Personelin minimize edilerek olası temasın önlenmesi,

Pazar yerinde satışların üç güne yayılması,

Mahalle pazarlarında giriş ve çıkışın kontrol altında tutulması,

Son olarak da, maske dikimine başlanması.

Virüs ’ün Çivril’de görülmeye başladığı ilk günlerde çalışmaları eleştirdik, devletin ağır davrandığını yazdık.

Eleştirilmesi gereken az da olsa bir şeyler yapan değil trilyonlarca lirayı banka hesabında tutup, akşama kadar koltuğunda oturanlar, Çivril için maske eldiven dezenfektan dağıtmaktan aciz olan ODA, STK, DERNEK ve oluşumlarmış.

***

Virüsle savaşta, Belediye elinden geldiği kadar tedbir almaya ve mücadele etmeye çalışırken Merkezi Hükümette iki günlük sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Ancak bazıları, olayın vahametini kavrayamadı ve sorumluluk almadı. Yasak ilanından sonra koşa koşa bakkala markete gitti. İki gün çin bakkala, markete koşmanın anlamı yoktu.

Çocuğa bez alırsın, süt alırsın, anlaşılır. Çerezdi, cipsti, alkoldü, sigaraydı, bunun için gece yarısı sokağa çıkmanın sorumsuzca davranmanın hiçbir açıklaması olamaz.

Kıtlıktan çıkmış gibi markete saldıranlar kıtlıktan değil, tokluktan koştular...

***

Korona Virüs ile mücadelede Belediye kısıtlı bütçe ve imkânlarla (bazı konularda geç kalmış olsa da) elinden geleni yapmaya çalışırken, az sayıdaki personeli ile aralıksız mücadele ederken, elinde bütçe ve imkân olup da hiçbir şey yapmayan, Oda ve STK’lar da vardı.

Topyekûn savaş verilen bir durumda sessiz kalan ve hiçbir şey yapmayan oda yetkilileri ve STK yöneticileri Çivril’e ve üyelerine en önemlisi vicdanlarına nasıl hesap verir bilmiyorum.

İş insanlarının, gazetecilerin, küçük esnafın bile kendi imkânları ile maske dağıtmaya, kolonya dağıtmaya çalıştığı bir dönemde onlar kulaklarını tıkayıp, rahat rahat uyudular.

Uyuyorlar…

Zor zamanlar, insanların karakterini ortaya koyar.  Kimi hemen devletinin milletinin yanında yer alır. Kimi kendi menfaatinin yanında yer alır, rahatına bakar.

Bu zorlu süreçte kim nerde yer aldı, Çivril ayan beyan gördü. Devletini ve Memleketini seven, devletinin yanında yer aldı. Elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştı.

Böylesi zor bir süreçte birinin ‘şu bunu yapsın. Falan oda şunu tedarik etsin’ demesine, kimsenin kimseye bir şey söylemesine gerek yok.

Bugün bir savaştayız.

Çivril’in ekmeğini yiyenler Çivril’in tarafını seçti elinden geleni yaptı.  Korona Virüs mücadelesinde devletinin yanında milleti için mücadele etti.

Etmeye devam edecektir.

***

Korona Virüs birçok insanın hayatını olumsuz etkiledi.

İki gün sokağa çıkma yasağı bile aile düzenimizi iş hayatımızı allak bullak etmeye yetti.

Korona ile birlikte işyerleri kapatılan ve işsiz kalan yüzlerce insan var Çivril’de.

Aileleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişileri de düşünürsek sayı binlere uzanabilir.

Yapılabilirliği kanunen ne kadar uygun bilmiyorum

Ancak;

Çivril’de Kaymakam Armağan Önal, Korona Virüs sürecini kötü geçiren kuaför, berber ve çay ocaklarında çalışanlar ve Koronadan’dan iş anlamında direk etkilenenler için bir kampanya başlatabilir.

Kaymakamlık önderliğinde, kirasını ödemekte zorlanan kuaför, berber ve çay ocağı esnafının kirasına, bu işyerlerinde çalışanlarında mutfak masraflarına destek olunabilir.

Kaymakam başlatsa Çivril gerisini getirir, işyeri kapanan Esnafa ve oralardan kazanç sağlayanlara küçük de olsa bir katkı sağlanır.

Çivril’de birlikte yaşıyoruz. Zorlukları da birlikte atlatmalıyız.

***

Tarihte Milat öncesi ve Milat Sonrası diye bir ayrım vardır.

Yaşantımızı öncesi ve sonrası diye ayıracak olursak Virüsten öncesi ve Virüsten sonrası diye ayırabiliriz.

Virüsten önce nasıl bir hayat yaşıyorduk, sonrasında nasıl bir hayat yaşayacağız?

2020’den önce (vakaların 31 Aralık’ta başladığını farz ederek) dışarda yemeler, içmeler, gezmeler, kahvelerde okeyler, parklarda sohbetler, çay bahçesinde miskinleşmeler…

Evde durmuyorduk, hele bahar ve yaz aylarında.

Evde daha az vakit geçiriyorduk. Şimdi evden çıkamıyoruz. İşten çıkan, dükkânını kapatan hiç oyalanmadan evinin yolunu tutuyor. Akşam gezmesi, misafirlik yok.

Düğün yok,

Cenaze yok,

Herkes evde. Gece hayatını sevenler bile ev hayatına alıştı. Aile ve yakınlara daha çok zaman ayrılıyor.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları