BIYIKLAR KAYTAN OLUR ARTIK
Bülent Çakır
civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 752014’e kadar her seçim döneminde adı geçti,
Galiba, mesleğinden dolayı herkes siyasete atılması gerektiğini söylüyordu.
Yıllarca bekledi, sessizce.
‘Büyüklerim ne uygun görürse’ modunda alttan alttan yerini yaptı.
İşi bilinler, onu tanıyanlar karşı da çıksa, masumiyeti !!! sayesinde siyasete giriş yaptı…
Üç ay içinde anlaşıldı Beceriksiz ve kabiliyetsiz olduğu.
Altı ay içinde de, fitne ve karıştırıcılığı…
Önce birlikte yola çıktıklarına birer kulp takıp, teker teker harcadı.
Etrafında adam bırakmayınca çakallara gün doğdu.
Doğal olarak, İpini onlara kaptırdı.
Kurtulayım derken iyice battı.
Bataklıkta çırpınanın dibe çöktüğü gibi…
Siyasi bilgi ve donanımı olmayınca İşi kurtarmak günden güne imkânsız hale geldi.
Nerden geldiği bilinmeyen bir kurşun ile gündemi değiştirdi.
Biraz nefes aldı. Bu arada kurşunun işe yaradığını keşfetti…
Sıkışınca başvurabileceği güzel bir iş ti.
Çok geçmedi,
Başvurdu…
Bir ev daha kurşunlandı.
Dikkatler dağıldı.
Bakan, vali, vekiller bürokratlar geldi gitti.
Üç ay zaman kazandı.
Mağdur olduğu için üzerine gitmedi kimse, yaptıkları sineye çekildi. Bir daha Yapmaz akıllanmıştır denildi…
Mağdur rolüyle nefes alındığını görünce, İlçe teşkilatına el attı. Gençlik kolları, kadın kolları dahası ana kademeyi birbirine kattı…
Artık teşkilatta da kimse kimseye güvenemez hale gelmiş, herkes birbirine şüphe ile bakmaya başlamıştı…
Kazan kaynamaya başlamıştı.
İşlerin çıkmaza girdiği günlerde, 15 Temmuz darbe girişimi patlak verdi.
Demokrasi Nöbetleri sayesinde 2 ay geçti,
Darbe sonrası zorlu süreçte kimse n’oluyor diye sormayınca
‘Çivril’in tek adamıyım herkes önümde diz çökecek güce biat edecek’ demeye başladı.
Çakallar, ondan daha çok, ‘güçlüyüz’ ‘en büyük biziz’ demeye başladı…
İşler, her geçen gün daha da karıştı.
Hırsızlık var dediler,
Rüşvet var dediler,
Görevi kötüye kullanma var dediler,
Usulsüz harcama var dediler,
Kamu zararı var dediler,
Aklına, kurtarıcısı ‘kurşun sıktırmak’ geldi. Son kurşunu sıktırdı. Olmadı, inanır lığı bitmişti…
Tutunacak dal, nefes aldıracak bahane, kalmamıştı.
Teşkilatta, herkes ne olduğunu anlamış, kimse sahip çıkmıyordu.
Defalarca İstanbul’a gitti. Arkamda güçlüler var demek için…
Randevu bile alamadı.
Ankara’ya gitti. Genel Merkez beni işaret ediyor havası yaratmak için…
Yüzüne bakılmadı.
Denizli’de, adını duymak istemiyorlardı…
Son çare Bıyıktı
Bıraktı. Kılımla, tüyümle izindeyim mesajı verdi. Bende bıyıklarımı sen gibi üç numara yapıyom dedi.
4 yılda hatalarını, ihanetlerini kapatmak için her yolu denedi, Bıyık dahil tüm haklarını kullandı…
İlk kabinenin açıklanacağı gün, bıyıkları düzelttirdi, Ankara’ya yollandı.
Ama Ankara’da, üç numara bıyık modası geçmiş, Kaytan Bıyık devri başlamıştı.
Lider değişmişti…
Bıyıkta.
Bıyık’ın Kaytan olmasını beklemekten başka çare kalmadı…