DARBECİLERİDE ŞİKAYET EDİP SELFİ ÇEKEBİLİR MİSİN?
Bülent Çakır
civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75Çivril’de herkes Fetö/Pyd operasyonlarını konuşuyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurum ve birimleriyle 75 gündür yaşı kuruyu ayırmaya çalışıyor. Emniyet birimleri neredeyse kılı kırk yararak bir çalışma yürütüyor.
Bir yanda vatana ihanet edenler, millete kurşun sıkanlar, demokratik rejime kast edenler, öte yanda masum kandırılmış mütedeyyin Müslümanları ayırmak oldukça zor bir iş olsa gerek. Cumhuriyet savcılarımızın talimatıyla emniyet güçleri Hukuk kuralları çerçevesinde, hukuka, insan haklarına, uluslararası sözleşmelere uygun gözaltılar yapıyor.
Fiziki ve psikolojik işkenceye maruz bırakmadan bu gözaltları yapmak sonuçlandırıp hukukun karşısına çıkarmak hiçte kolay iş değil.
Kim Fetöcü, kim samimi müteyyin kandırılmış Müslüman ayrımı yapmak oldukça ustalık istiyor.
Eyvallah tabii ki, Fetöcüleri bulup çıkarmak etçisinden, tüpçüsüne, işçisinden, çöpçüsüne, aydınından, vatandaşına hepimizin asli görevidir.
Fetöcüyü ihbar etmek, aşikâra çıkarmak kalleşlik değil vatanseverliğin, din-i Mübin-i İslam´a hizmetin ta kendisidir.
Bu hizmeti yapalım, bu mübarek bir hizmettir ama;
İftirayı,
Çamuru,
Kini,
Nefreti,
Ticari kaygıları,
Kişisel ihtirasları,
Özellikle de,
Makam mevki aşkını,
Kişisel eziklik ve komplekslerimizi bir tarafa bırakıp bilgimizi ilgili kurum, birimlerle paylaşıp işi uzmanı olan Savcılarımıza, hakimlerimize, emniyet birimlerimize bırakalım.
Son günlerde şehrimizde kendini ve avenesini aklamak için zat – muhteremin biri, kendisine karşı olanları kalkıp Fetö Sevici olarak niteledi. Sanki kimin Fetöcü, kimin Fetö sevici olduğunu belirleme makamı kendisiymiş gibi bir tavır içerisine girdi.
FETÖ ölçer aleti varmış gibi kesin, net ifadelerle şu FETÖCÜ, bu FETÖCÜ değil, o FETÖ sevici gibi direk neye karşı yazıldığı belli olmayan, ama kendisini iyi tanıyanların neye karşı yazdığını çok iyi bildiği paylaşımlar yapmaya başladı.
Yılarca Fetönün yatağından çıkmayıp bugün ben bakireyim diyen bu kriptoları görüp susmak, onların pişkinliği karşısında isyan etmemek mümkün değil.
Bugün dik duruştan dürüstlükten bahseden adama sormak gerek,
Mesela FETÖ’nün Çivril’de bir numarası olduğu iddia edilen Osman Aslan ile Ümit Çelik’in darbe öncesi bir araya gelerek ‘Darbe sonrası kurulacak hükümeti’ şekillendirme planları ile ilgili Ümit Çelik’e bir şey sorabildi mi?
Osman Aslan’la ne konuştun, ne zamandan beri konuştun, darbeden senden başka kimin haberi vardı, kimlere ne görevler verildi, diyebildi mi?
Neden savcıya ya da emniyete gidip konuştuklarını anlatmadın diyebildi mi?
Yoksa FETÖ’cülerin kuracağı hükümetten nasibine düşecek payı mı bekledi?
Ya da sahte belgelerle yalancı şahitlerle FETÖ’cü avına çıkmak yerine her gün oturup kalktığı Ümit Çelik’i belgeli olmasına rağmen savcılığa gidip şikâyet edebildi mi?
Duyarlı vatandaş olarak ‘FETÖ’cü Osman Aslan’la Ümit Çelik’i gerekli makamlara bildirdik’ deyip elindeki şikâyet dilekçesi ile selfi çekebildi mi?
Veyahut yıllarca yol arkadaşlığı (dava değil ciddi ciddi yol arkadaşlığı aynı yolda yürüdüğü) yaptığı ‘bana hibe çıksın, çiftliğimi yapayım FETÖ’ye dört burs vereceğim’ diyen kankasına, bunlara burs verdin mi? Bunlarla ilişkin ne, ne kadar içlerindesin, diyebildi mi?
Diyemez.
Neden mi?
Çünkü adam olmak zordur, herkesin harcı değildir.
Haaa benim harcım diyorsa,
Ya bu soruları muhataplarına soracak,
Ya da (kafasının almadığı) herkesi şikâyet ettiği gibi gidecek savcılığa bildirecek.