İŞİMİZİ KUŞA FİLAN BIRAKMAYALIM
Bülent Çakır
civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
Hikâye bu ya, eski devirlerde ülkenin birin de padişah ölmüş. Yeni padişahı seçme yöntemi ise kuşa bırakılırmış. Ülkenin ileri gelenleri, ağaları bir meydanda toplanır, “Devlet kuşu” diye bir kuşu serbest bırakırlar, kuş, kimin kafasına konarsa, padişah o olurmuş.
Ağanın biri toplantı yerine giderken marabası “Ağa ne olur bende geleyim. Senin atını tutarım” diye yalvarmış. Bunun üzerine Ağa tamam, demiş.
Yolda giderken maraba ağaya sormuş, “Ağam, padişah siz olursanız ne yapacaksınız”. Ağa “vergileri azaltacağım, herkese adaletli davranacağım, hizmet edeceğim” gibi cevaplar vermiş.
Ağanın aklına birden bu kuş ya bizim marabaya konarsa, diye gelmiş ve marabasına sormuş “ya sen padişah olursan ne yaparsın.”
Maraba, “Allah etmesin Ağam, siz varken ben kimim ki” demiş. Ağa ısrar edince verdiği cevap, “ölüleri evin kapısından değil bacadan çıkartacağım, vergileri artırıp 7 evi iki öküze muhtaç edeceğim” demiş.
Ağa bunun üzerine sen olmazsın inşallah demiş yollarına devam etmişler. Meydana vardıklarında yeni kralı seçmek için toplanan halkla beraber Ağa ve Maraba da beklemeye başlamış.
Kuşu bırakmışlar. Kuş gitmiş marabanın başına konmuş.
Ağa itiraz etmiş; o, atıma bakmak için geldi demiş. Maraba’yı tutmuşlar bir yere kapatmışlar, kuşu tekrar serbest bırakmışlar, kuş dönmüş dolaşmış pencereden girmiş ve yine marabanın başına konmuş, oradakiler adet bu, diyerek marabayı padişah yapmışlar.
Maraba yolda Ağasına dediği gibi davranmaya başlamış. Vergileri arttırmış. İnsanların elindeki malların üçte ikisine el koymuş, buna itiraz edenlerin hemen kafasını vurdurmuş. Bütün halk Padişahı seçtiklerine bin pişman ancak korkudan bir şey de diyemez olmuşlar. Millet toplanmış, padişahtan kurtulmak ve durumun düzelmesi için padişahın eski ağasına giderek ricada bulunmuşlar.
Ağa korkmuş, ama onu milletin başına o musallat ettiği için de tamam, demiş. Padişahın sarayına gelmiş. Padişah eski ağasını görünce ona hürmet etmiş. Ağasına sormuş, “benden isteğin var mı” diye. Ağa “hayır, nasıl olduğunu görmeye geldim” demiş. Padişah “korkma ağa, kırk yıl senin ekmeğini yedim seni öldürmem” demiş... Sakinleşen Ağa, durumu anlatmış, yaptıklarının yanlış olduğunu söylemiş.
Padişah “Ağam hatırlıyor musun, yolda gelirken bana sormuştun, bende bu şekilde hareket edeceğimi söylemiştim, bunlar kuş bir kere kondu ikinciye tekrar bıraktılar. Akıllarını kullanıp kendine yakışan birini seçmek için çaba sarf etmediler, eğer millet akıllanırsa, Allah beni buradan alır ve senin gibi iyi birini padişah yapar demiş.”
Hikâye bu… Kuş her nasıl olduysa gitmiş Marabanın başına konmuş.
Olurda 6 – 7 ay ya da önümüzdeki yıl içinde birini baş seçmek durumunda kalırsak, işi Kuşa filan bırakmayalım.
Aklımızı başımıza alıp adam gibi seçelim. Kuş kimin başına konacak diye beklemeyelim.
Allah muhafaza kuş gider marabanın birinin başına konar, oda canımıza okur. Kuşun seçtiği hükümdar ahalinin anasını ağlatır, dediğim dedik, çaldığım düdük dahil her şey, ahalinin elindekini, avucundakini toplayıp evladı iyaline, akrabayı tevlugatına, verir.
Tamam, cenazemizi bacadan çıkarmaz,
Yedi evi iki öküze muhtaç etmez, vergileri arttırmaz ama
Tutar yarım akıllının birini müdür eder Devletin milletin parasını çarçur eder.
Gösteriş budalası birini yanına alır zevk sefa derdine düşüp Marabalığını da unutur halkını da.
