SUÇLU HAZIR SANDIĞI BEKLEYECEĞİZ
Bülent Çakır
civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
2014 yerel seçimlerinde AK Parti’nin ‘tarihi ’farkla kazandığı Çivril’de, 31 Martta işinin zor olduğu iddia ediliyor!!!
Saldırıya geçmeden önce cümleyi tekrar okuyun ‘İddia ediliyor.’
AK Partili önemli bir kesimin de desteğini aldığı ileri sürülen Millet İttifakı Belediye Başkan adayı Ömer Köseoğlu’na, Cumhur ittifakına tepki gösteren Ülkücülerin de sahip çıktığı ifade ediliyor.
Süleyman Soylu mitingi ile can suyu almayı hedefleyen AK parti ve Cumhur İttifakı beklediğini ne kadar aldı?
Meydana gelen kalabalıktan! ziyade, sahnedekilerin yüz hatları sorunun cevabını daha net verdi.
Miting sonrası kendi aralarında konuşanlar (özellikle Denizli’den gelenler)durumu; ‘burayı biz bile kurtaramayız’, ‘Tabuta girmiş adam dirilir mi’ sözleriyle özetledi.
Bakan Süleyman Soylu konuşmasıyla alandakilerin dikkatini diri tuttu ama sahnedekilerin dikkati konuşmada değildi.
Milletvekilleri, il başkanları, meclis üyesi adayları alanı net bir şekilde gördüğü için olsa gerek alandaki coşkuyu! yakalayamadılar.
Miting bitti birkaç güne seçim gezileri de biter, Suçlu da hazır artık seçim sonuçlarını bekleyeceğiz…
***
Bu seçime kadar herkesin stratejisini yol haritasını belirlemede önemli paya sahip anketlere şimdilerde kimse itibar etmese de, yaklaşık 1 aydır devam ettiğimiz anket çalışmamızın sonuçlarını aldık.
2004 yerel seçimlerinden sonra bu seçim sonuçlarını bilme doğruluğumuz bizim de karnemiz olacak.
Onun için sonuçları sadece muhatapları ile paylaşıyoruz.
Ankete ve kamuoyu araştırmasına dair sizinle paylaşabileceğim;
Çivril Belediye başkanı belli ve rakibiyle arasında, beklediği kadar fark yok.
Son 10 günde makas daraldı. Daralma hızı ve zaman, sonucu değiştirmeye yetmeyecek.
***
Başkan adayları üç aydır amansız bir rekabet soluksuz bir koşuşturma içindeler.
Önce parti içindeki rakipler, küskünler, muhalifler,
Sonra meclis üyesi belirlenmesi ve sıralaması son olarak birbirleriyle proje ve vaat mücadelesi…
Kimin kontenjana kimi alacağı, kimin hangi sıradan yazılacağı, istifalar, küsenler, gücenenler, disipline verilenler, hepsi birbirine karıştı.
Seçime on gün kala mahalle gezileri, STK ve kurum ziyaretleri, ev oturmaları, sac böreği pozları, afyon – pamuk çapaları son sürat devam ediyor.
Mutlaka yapıyorlardır da, özellikle partilerin kadın kollarının sosyal medya sayfalarındaki paylaşımlarını görünce aklıma; “Daha önceleri neredeydiniz. Keşke hep seçim olsa” diye geliyor.
Maşallah, ocağın başından kalkan tarlaya koşuyor, tarladan çıkan cam silmeye yetişiyor.
***
Yerel seçim, partilerin “var olma” kavgasına döndü. Kazanmak kadar oy oranındaki artışlar düşüşler de önemli.
Artış – düşüş, liderin, il başkanının, milletvekilinin, ilçe başkanının, silsile ile çok kişinin kaderini belirleyecek.
Genel seçim havası var, fakat öte yandan önceki seçimlere kıyasla seçmenlerin adaylara ilgisi daha fazla.
Geçmiş yıllarda, aday kim olursa olsun kayıtsız şartsız tuttuğu partiye oy atan seçmen, sanki şimdi biraz daha duyarlı.
Seçim sonucunda adayın etkisi büyük olacak.
Parti genel merkezleri, Milletvekilleri ve il yönetimleri bir fazla olsun derdindeyken, seçmen “şehrin başına kim geçecek, şehri kim daha iyi yönetir” diye düşünüyor.
Çivril gibi bir ilçeyi elde tutmak -kazanmak hem AK Parti için, CHP için önemli.
***
Seçmenin görevi şehri iyi yönetecek bir başkanı başa getirebilmek adına iyi bir adaya oy vermek.
Beğendiğimiz aday desteklediğimiz partiden ise sorun yok.
Ama değilse…
Parti mi?
İyi yönetim mi?
Karar bizim!
Bu demek oluyor ki, liderin, il yönetimlerinin ve milletvekillerinin değil kendi kaderimiz de bizim elimizde!
