07 Ağustos 2019 - Çarşamba

OKUYAN, BU ŞEKİLDE DE ANLIYOR

Yazar - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 5 dk.
Bülent Çakır

Bülent Çakır

civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
Google News

Küçük bir çocuk parkta oyun oynarken, yanına bir siyasetçi yanaşmış, "Ne yapıyorsun?" diye sormuş.

Çocuk, "siyasetçi yapıyorum" demiş.

Siyasetçi gururla, "Yaaa, nasıl yapıyorsun bakalım?” demiş.

Çocuk, "Biraz toprak alıyorum, biraz su, biraz da b.k alıyorum, karıştırıyorum, siyasetçi oluyor" demiş.

Siyasetçi, çocuğu bir güzel dövmüş.

Siyasetçi, ikinci gün aynı çocuğu, aynı yerde oyun oynarken görmüş.

Tekrar sormuş ne yaptığını…

Çocuk, tekrar su+toprak+b.k karışımıyla nasıl siyasetçi yaptığını anlatmış.

Gene dayağı yemiş...

Üçüncü gün siyasetçi bir bakmış yine aynı manzara... “Bakalım bu sefer ne diyecek?” diye aynı soruyu sormuş.

Çocuk bu sefer, "İtfaiyeci yapıyorum" diye cevap vermiş.

Siyasetçi, "Hımm, o nasıl yapılıyor?" demiş.

Çocuk da, "Biraz su ve biraz toprağı karıştırıyorum, itfaiyeci oluyor" demiş.

Siyasetçi, "Neden b.k kullanmıyorsun. B.k da koysana…" demiş.

Çocuk, "Yok, o zaman siyasetçi oluyor, ben de dayak yiyorum” demiş.

‘Basına Ayar Verme’ gayreti Çivril Belediye meclis toplantılarının vaz geçilmezi olmaya başladı.

Ödenemeyen borçlar,

Yönetimdeki Laçkalık,

İşleyişteki Disiplinsizlik,

Belediyeye ait olmasına rağmen alacak karşılığı el konulan demirbaş ve işletmeler varken,

Her toplantıda, basın itibarsızlaştırılmaya (kendince) çalışılıyor. Oysa basın, sadece olanı ve yaşananı duyuruyor. Aksi durumda adli yollar açık…

Yapılacak o kadar iş varken her toplantıda basınla dalaşmakta neyin nesi?

***

Çivril Belediye başkanı Çivril Turizm Master planı diye bir çalışma başlattı.

Çivril gibi turizm ile ilgili birçok değeri olan bir şehir için geç kalınmış proje.

Akdağ,

Tokalı kanyonu,

Beycesultan höyüğü,

Özdemirci Balbal mezarları,

Homa Şelalesi,

Miryokefalon savaşının yapıldığı Küfi Boğazı,

Işıklı gölü Nilüfer çiçekleri,

Kuş ve doğal yaşam gözlem yerleri,

Tekne turları,

Yılkı Atları,

Offroad ve trekking,

Serbanşah Cami,

Dedeköy Cami,

Karayahşiler Ak Köprü,

Çıtak Köprüsü,

Işıklı Aşağı Cami ve hamamlar,

Bir günde gezilmesi zor o kadar çok değer var ki...

Işıklı Eumanıa Antik kenti ve Işıklı Akgöz pınarlarını, tuvalet ve dinlenme yerleri olmadığı için yazmadım bile.

Tur şirketleri ile yapılacak bir anlaşmayla Çivril’in dâhil edileceği gezi ile Çivril ekonomisine büyük bir katkı sağlamak çok zor olmasa gerek.

Üniversitelerin Dağcılık ve Gezi kulüpleri ile Beydilli ve Akdağ Tokalı kanyonda doğa yürüyüşleri, çadır kampı programlarıyla yılın her döneminde turist ve gençleri Çivril’e çekmek… Zor mu?

Bu kadar tarihi ve turistik değerin olduğu Çivril’de sadece fotoğraf turizm yapmak bile ilçe ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacaktır.

30 kilometre ilerideki Çal Belediye başkanı Fethi Akcan’ın üç yıl önce karavan ve çadır kampı ile başlattığı Eko turizmin, Çal’a nasıl bir katkı ve hareketlilik kazandırdığını gidip herkes görebilir.

Ya da yarısında hakkımız olan Kocayayla’dan Sandıklı Belediyesinin sadece giriş ücreti kazancını…

Günümüzde, turizm alanında önemli değişimler yaşanmakta. Deniz-kum-güneş ağırlıklı geleneksel turizm anlayışı değişim göstermeye başlayıp, yerini doğaya dayalı turizme bırakıyor.

Çivril, elinde bunca değer varken bu pastadan en büyük payı almalıdır.

Uygulanacak Turizm master planı için öncelikli olarak ciddi ve ayağı yere basan bir tanıtım çalışması yapılmalı.

Bol ördekli, her yerinde aynı nilüferin olduğu fotoşoplu göl Pulu değil, ciddi bir çalışma şart…

Büyük miktarda para ve bütçe filan olmasına gerek yok, yaptığı işi bilen hedefinin ne olduğunun farkında olan, Çivril’i tanıyan aklı başında on kişilik bir ekip bu işi rahatlıkla yürütebilir.

***

Son zamanlarda âcizane (mecburiyetten) yazdığımız köşe yazılarıyla ilgili sosyal medya ve internet sitemizin iletişim bölümü üzerinden eleştiriler geliyor.

Efendim konu edindiğimiz yazılarda neden isim yazmıyormuşuz! Adını yaz(a)mayacaksak, hiç yazmamalıymışız!

(Ukalalık olmazsa eğer) yazılan yazı ve konular, hedefine ulaşıyor. Gerekli kişi ve kurumlar arıyor, geri dönüşlerden yazının amacına ulaştığını anlayabiliyoruz, konuyla ilgili olanlara da bilgi de veriyoruz.

Ayrıca;Adalete olan güvencimin sıfıra yakın olduğu bugünlerde, her gün adliyeye gidip-gelmek gerçekten zor geliyor…

Korktuğum için değil, defalarca yargılandım, anlattıklarımı anlayacak kimse yok…

Bu köşede kanunların bize çizdiği sınırlar içinde yazmaya çalışıyoruz. Sınırı aştığımızda “Devlet Baba, kızı Adalet ” vasıtasıyla hesap soruyor.

İşte o zaman, sosyal medyadan ya da iletişim bölümünden yorum atıp, "İsim yazsana…" diyenler yanımda olmuyor!

Okuyan, bu şekilde de anlıyor…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları