TAPU VE VAKIFTA ŞİKAYET BİTMİYOR.
Bülent Çakır
civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75Çivril’de Korona Virüs ile mücadele sürüyor.
Belediye, Halk Eğitim Müdürlüğüne diktirdiği maskeleri özellikle Pazar girişlerinde dağıtıyor.
İlaçlama ve dezenfeksiyon çalışmaları devam ediyor.
İlçedeki görev yapan sağlıkçılarımız canla başla görevlerini sürdürüyor.
Jandarma, halkın her tülü ihtiyacında yanında.
Polis, gece gündüz 24 saat esasına göre görev başında.
Zabıta, 77 mahallede vatandaşın eli kolu, devletin gözü kulağı.
Halk, Korona ile mücadele eden her görevlinin yanında…
Çivril’de sağlıkçılar da, kolluk da, mücadele konusunda üzerine düşenleri yapmaya çalışıyor.
Geciktiği için başlarda eleştirsek de Sarayköy, Çal, Çameli gibi birçok ilçede maske dikimine henüz başlanmış olması, Çivril’in mücadelede bazı konularda ileride olduğunu gösteriyor.
‘Bunlar yapılması gerekenler’ dediğinizi duyar gibiyim, ama birde işini yapmayan ‘çok yoruldum’ diyerek vatandaşa eziyete edenler var…
İşini iyi yapmayan kim olursa olsun ama özellikle bir memurun aldığı maaşın haram olduğuna inanırım.
İmam, Öğretmen, Müdür, Amir, Belediye Başkanı veya memuru, Kaymakam…
Hangi makam olursa olsun, insan bulunduğu makamın hakkını verecek, zamanı geldiğinde de hesabını.
Makam ne kadar yüksek olursa, sorumluluk o kadar çok olur.
Koltukta oturulduğu sürece içilen çay, hatta çayın şekeri bile halka ait.
Onun için makam sahibi kim olursa olsun millete ‘bahanesiz’ hizmet etme mecburiyeti vardır.
‘Milletin işiyle ben mi uğraşacağım?’ diyen kişi o kim olursa olsun oturduğu yeri hak etmiyor.
Onu orada oturtanda…
***
Korona ile birlikte bazı devlet dairelerinden gelen şikâyet o kadar arttı ki.
Anlatılanları dinleyince ‘nerdeyse; devlet halkına eziyet etmek için elinden geleni yapıyor’ diyesi geliyor insanın.
Tapu müdürlüğü ile Vakıf en çok şikâyet edilen iki daire.
Tapu’da memurların keyfi uygulamaları ve vatandaşa gel git yaptırmaları, Vakıf’ta ise ulaşamamak, anlaşılmamak…
Aslında ikisi de yıllardır süre gelen kronik hastalıklar. Yıllardır devam eden ama bir türlü düzeltilmeyen sıkıntılar…
O kadar şikâyete rağmen nedense kimse de gidip denetlemiyor. Arada gelen tanıdık müfettişler dışında.
Şehrin yöneticileri kulaklarını şikâyetlere tıkamış durumda. Ne belediye başkanı ne kaymakam, sorun ne demiyor.
Korona ile morali düşen vatandaş bir de devlet dairesinde keyfi uygulamalara maruz kalınca devleti aciziyet içinde görüyor.
Yapılan o kadar olumlu işe rağmen…
Hiçbir memur 657 güvencesi ile böyle zorlu bir süreçte ‘dayanamıyorum, yoruldum ya da sıkıldım’ deme lüksüne sahip değil.
Telefonu açık bırakarak vatandaşın kendisine, dolayısıyla Devlete ulaşmasını engellemeye hakkı yok. Olamaz!
Memuriyet hayatı boyunca bir kere yaşayacağı bir yoğunluk için, ‘üzerimde çok yük var’ deme hakkı olamaz. Devleti temsil ediyorsa halkın derdine deva olacak. Özellikle bu süreçte.
Halk devletine ulaşamıyor.
Ne başkan Niyazi Vural, ne de Kaymakam Armağan Önal, halkın tek seferde ulaşabildiği yöneticiler değil.
Vatandaşın, meramını anlatmak için ya başkanın etrafındaki adamları aşması gerekiyor, ya da devletin hangi dükkânda olduğunu bilmesi…
Bırakın vatandaşı, iki muhtar dışında kaç muhtar, başkan ya da kaymakama ilk seferde ulaşıp derdini anlatabildi,
Çözüm buldu?
Çivril için çok kötü bir durum.
60 bin nüfuslu bir şehirde, Devlet aciz kalamaz. Aciz gösterilemez…
***
Herkes işini yapacak, kimsenin kimseyi işini yaptığı için alkışlamasına gerek yok. Milli bir mücadelenin içindeyiz, herkes üzerine düşeni yapıyor.
Alkışlayacaksak,
İşsiz kalmalarına rağmen devletin kararına tepki göstermeyen ve evine ekmek götürmek için çalışan emekçiler alkışlayalım.
Çivril’e destek paketi kapsamında ilk aşamada 2,1 Milyon Lira gönderildi, Vakıfta kaydı olan ve vakıftan yardım alanlara dağıtıldı. Geçen hafta içinde PTT önünde hakkını! alanları gördük…
Destek paketinden gelen paradan almak için bekleyen işyeri kapatmak zorunda kalan ya da iş yeri kapandığı için işsiz kalan hiç kimse yoktu…
Çünkü Vakıf’ta kayıtları yoktu.
İkinci destek paketi kapsamında Çivril’e 2,3 Milyon lira daha geliyor, gelmişte olabilir.
İkinci destek paketinin dağıtılmasında, işini kaybeden – kapatmak zorunda kalan esnaf ya da gündelik yevmiye hesabı çalışanlar göz ardı edilmemeli, hatta öncelik tanınmalı.
Her muhtar mahallesindeki ihtiyaç sahibini ya da gündeliğe giderek hayatını kazanan ama işsiz kalanları tanıyordur.
İkinci Destek paketinden, Vakıf’ta hazır dosyası olanlardan ziyade işsiz kalanlar faydalanmalı.
Paket onlar için açıklanıyor, bütçe onlar için belirleniyor…
Merkezi hükümet para gönderiyor, gelen para Çivril’in tek bir bölgesinde dağılıyor. Bilgisayardan otomatik düşen isimler, payını alıp gidiyor.
Vâkıfın altında araç olmasına rağmen mahalle mahalle işi olmayan işsiz kalan kim var, gerçekten kime verilmeli diye bakılmıyor.
Lokantada gündelikçi olarak çalışan, vakıfta kaydı olmadığı için alamıyor. Durumunu anlatacak olanda Vakıf’a telefonla ulaşamıyor…
At sahibine göre kişner.
Takip edip soran olmazsa, memur başım ağrıdı der, telefonu meşgule verir, Para Kumlukta biter.
Virüsten dolayı işsiz kalan da, televizyonda devlet yardım dağıtıyor haberini izlediğiyle kalıyor.