25 Ekim 2018 - Perşembe

İNŞALLAH ADAY OLUR

Yazar - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 5 dk.
Bülent Çakır

Bülent Çakır

civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
Google News

Daha önce de yazdım, Ak Parti’nin en güçlü adayı Gürcan Güven.

 

Verdiği demeçte, herkesin demokratik hakkı dese de,

En doğal ve en çok onun hakkı…

 

Geçen hafta, başkan adaylığını açıklayan Ömer Köseoğlu, yüzeysel olarak, başkan seçilmesi hâlinde yapacaklarının - yapmak istediklerinin bir kısmını sıralayınca,

 

Gürcan Güven’in demeci gecikmedi.

 

Ömer Köseoğlu’na cevap vermesi, ‘Ak parti yönetimine mesaj veriyor’ olarak değerlendirilebilir…

 

Kimsenin yeri garanti değil derken de, AK parti içindeki muhtemel rakiplerine…

 

Gürcan Güven açısından güzel ve faydalı bir demeç olmuş.

 

Hakkındaki bazı konulara açıklık getirme, İkinci başkanlık döneminde yapacaklarını anlatma fırsatı doğmuş…

 

Güzel sorular sorulmuş, güzel cevaplar verilmiş.

 

Ama ben olsam, sorulmasa bile aşağıdaki soruların cevabını verir, kamuoyunu rahatlatır, sözde değil özde en güçlü aday olurdum.

 

Dört yıldır neden Hamam ile ilgili açıklama yapılmadığını, herkesin anlayacağı bir dille açıklardım?

 

Çivril’e hamam yapılacak mı, yapılamayacak mı, net bir bilgi verirdim. 118 proje içinde yer alan Hamamı unutmadığımı söylerdim.

 

Şehit asker adına yapılacak Kütüphane için kitaplık yapmaktan neden vazgeçtiğimi izah ederdim.

 

Verdiğim sözü tuttuğumu ispat eder, Başkan Sözünden döndü dedirtmezdim.

 

Milliyetçiliğimin şarkıyla türküyle değil, verilen değerle olduğunu gösterirdim.

 

Neden kitaplık değil de İsme özel ajanda yaptırdığımı, gelecek seçimlerde aday olmam durumunda öğrencilerin değil, ajanda verdiklerimin daha çok işime yarayacağını anlatırdım.

 

Konteynerin Hastane bahçesinden götürüldüğünden haberim olup olmadığımı açık yüreklilikle söylerdim. Zira halktan hiçbir şey saklanmaz…

 

Konteynerin şimdi nerede olduğunu, kim tarafından oraya götürüldüğünü öğrenir, kamuoyu vicdanını rahatlatırdım. Kamu yararı ve vicdanı her şeyin üstündedir.

 

Çamlık Restoran’a kaç para harcadığımı kalem kalem açıklar, muhalefet ve bazı basın gruplarını sustururdum.

 

Restoranın kaç ay çalıştığını, kaç personel istihdam ettiğini, SGK dökümleri ile Gelir Gider durumunu halka açıklardım.

 

Restoranın neden satıldığını, Kaç paraya satıldığını, akıllarda soru işareti kalmayacak şekilde anlatırdım.

 

Kızılcasöğütten başkasının adı ile arsa aldırmadığımı, yatırmalarımı Çivril’de değil de neden başka yerlerde değerlendirdiğimi gerekçeleri ile izah ederdim.

 

Aquapark ne durumdadır tane tane söylerdim.

 

Aquaparkı neden birinci dönem, Tohum merkezini neden ikinci dönem yapmak istediğimi, mantıklı bir şekilde izah eder, Tohum merkezinin Aquaparktan daha az önemli olmadığına herkesi ikna ederdim.

 

İkna olmayanları öperdim…

 

Aquapark için harcadığım enerjiyi, neden Doğal gaz için harcamadığımı, çıkar - menfaat ekseninde açıklamaya çalışırdım.

 

Hangi davalardan yargılandığımı saklamazdım.

 

Azmettirici olup olmadığım konusunda merak edilenleri ilk ağızdan açıklardım.

 

Çivril Belediyesi ya da bağlı şirketlerinin kullanımında kaç tane kiralık araç var söylerdim.

 

Araçların Aylık masrafı ne kadar, Araçları kim kullanıyor, neden kiralama yoluna gittim açıklardım.

 

Daha önce kullanılan Volvo marka makam aracının hangi şartlarda kimden kiralandığını da anlatırdım.

 

4 yılda kaç kere İstanbul’a gittiğimi,

 

Çivrille alakalı, Kimlerle neyi görüştüğümü. Saklamazdım…

 

Bayram Demirhan’ı hangi statü ile Belediyeye aldığımı,

 

Belediye bünyesinde Kum ocağı müdürlüğü yapacak personel var mı, açıklık getirirdim.

 

Çivril Belediyesine ait iş makinelerinin Gökbaşlı’da çalışma yapıp yapmadığını,

 

Kimin tarlasında, Ne çalışması olduğunu fotoğraflayarak anlatırdım.

 

Kum ocağının gelir gider tablosunu, aylık ya da üç aylık tablolarla açıklardım.

 

Festivalde harcanan 413 bin liranın açılımını halka sunardım.

 

Ömer Köseoğlu’nun dile getirdiği Denizli’de bir Tv ye para verildiği tezini çürütürdüm.

 

Bugüne kadar TV’lere verilen para ne kadardır, Neyin karşılığıdır faturaları ile cevaplardım.

 

Bayram Demirhan’ı hangi becerisi, hangi diploması, hangi başarısından dolayı Belediyede olması gerektiğini söylerdim.

 

Neden sürekli kurşunlama olayları ila gündeme geldiğimi de izah ederdim.

 

Bayram Demirhan’dan korkmam gereken bir şey olmadığını söylerdim.

 

Belediye başkanı olarak en beğendiğim icraatım hangisi onu öne çıkartırdım.

 

Genel merkez ‘ilçenize kazandırdığınız projelere göre aday yapacağız’ derse diye Atatürk Caddesindeki çalışmaların bir yıllık dökümünü hazırlar, her ay bültende ona yer verirdim.

 

Çivril’de görev yapan Bürokratları şikâyet etmediğimi, hepsi ile uyum içinde çalıştığımı söyler, itiraz edenlerin de hile iftira ile değil, kendi istekleri ile Çivril’den ayrıldığını beyan ederdim.

 

Meclis üyelerimin hepsi ile uyum içine çalıştığımı iddia eder, hiç birine baskı uygulamadığımı, hiç birini tehdit etmediğimi söyler, yanımda olmayışlarını, benden uzak durmalarını, benden değil kendilerinden kaynaklandığını ifade edip, hatta hepsinin menfaatçi olduğunu söylerdim.

 

Hâsılı, yaptıklarım yapacaklarımın garantisi der, bir şekilde aday olurdum.

 

Hem de en güçlü aday…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları