08 Nisan 2018 - Pazar

AMAN, SİZİN MAKAMINIZ MAAŞINIZ GİTMESİN

Yazar - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 5 dk.
Bülent Çakır

Bülent Çakır

civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
Google News

Sağdan soldan duyuyorum…

Beni “AKP düşmanı” ilan etmişler.

AKP, ağzıyla kuş tutsa,

Benim yine de aleyhte yazacağımı düşünüyorlarmış.

Yok, böyle bir şey.

Ben, hayatım boyunca kişi ve kurumlara karşı önyargılı olmadım.

“Körü körüne düşmanlık ya da körü körüne bağlılık”, benim yaşam felsefemde yok.

İyinin, dürüstün, çalışanın, üretenin, vatanını, milletini sevenin yanında,

Hırsızın, arsızın, siyaseti hizmet değil rant kapısı olarak görenlerin, millet düşmanlarının, vatan hainlerinin ise karşısındayım.

AKP’li olmuş, CHP’li olmuş çok önemli değil…

 

*** *** ***

 

1.380 Liralık nakliye faturasını Etik değil diyerek yaygara koparanların 852 BİN lira karşısında susması benim düşünce yapıma ters.

Bildiğim halde ‘Benim hırsızım iyi’ diyerek susamam.

1.380 lira sizi rahatsız ettiyse 852 Bin Lira hayli hayli etmeli…

Sizin için önemli olan, ahlaki olmayan işleri kimin yaptığı mı, işin kaç paralık bir ahlaksızlık olduğu mu?

Zamanında olmayan 200 Bin lira için yere göğe sığmadınız, ortalığı yıktınız kamu yararı diye (ya da oradan pay çıkmadığı için mi öyle davrandınız) 

Şimdi oluk oluk akıyor para, ne kamuoyu yararı kaldı ne Çivril’in menfaati.

Bugün başkalarının menfaati önde…

Ben demiyorum ama

Biri kalkar ‘siz bu paraları birlikte mi yediniz neden sesiniz çıkmıyor’ der,

Ayıp olur, utanırsınız…

 

*** *** ***

 

Meclis toplantısında CHP meclis üyeleri dile getirdi.

Belediye Yuvaköy’de arsa satmış.

Başkan Yardımcısı satış ihalesine çıkmış, oğlu ihaleye tek başına girmiş almış…

Encümen de olur satalım demiş.

Hadi 852 BİN liraya bir şey diyemediniz,

Belediyenin malını satan Baba ile satın alan oğul alış verişine de mi diyecek bir şeyiniz yok?

1.380 lira için koşa koşa Denizli’ye giden bir müdür bir başkan yardımcısı,

Koltuklar rahat,

Maaşlar iyi mi?

Kim ne yerse yesin demi…

Sizin makamlar, maaşlar gitmesin de.

 

*** *** ***

 

Arada, kurşun sıksalar da…

Dişler yapıldı,

Kadroya geçildi,

Aquapark tamam,

Altında makam aracı,

Ee ne kadar dürüst olduğunu da ispatladı.

Ona ne artık…

 

Başkanlık yaptığı dönemde kanalizasyon yolsuzluğu yüzünden başı çokça ağrıdı,

Belgeler çarşaf çarşaf yayınlandı,

Bir iki de yardımcılıktan alırız diye gözdağı verilince,

Dürüstlük mürüstlük kalmadı.

Maaşın yarısı gitse de, Makam güzel.

Hem ne demişler

‘Yiyen Ağız Utanır’

 

*** *** ***

 

3 başkan yardımcısı

Yaklaşık 5 Bin lira maaş

Ayda 15.000 bin lira

Yılda 180.000 Bin,

3 yılda

540.000 Bin Lira…

Herkes tanıtım giderlerine, Kumanya giderlerine, yemek Faturalarına, temsil giderlerine odaklanıyor da,

Gereksiz Harcamanın bir de böylesi var…

 

*** *** ***

 

Şuraya bir hikâye koyalım da şanlı tarihini dizilerden ibaret sanan zevat bir şeyler öğrensin.

 

Kanunî Sultan Süleyman, bir gün devletin akıbetini düşünür de;

 

“Bir devlet hangi halde çöker? , Bir gün olur da devletimiz izmihlâle uğrar mı?”

 

Suallerinin cevabını sütkardeşi, meşhur âlim Yahya Efendi’ den mektup ile sorar.

 

Mektubu okuyan Yahya Efendi’nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır: “Neme lâzım be sultanım!..” Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan bir mana veremez. Yahya Efendi gibi bir zat nasıl böyle bir cevap verebilir? Söylenmeye başlar. Nihayet kalkar, Yahya Efendi’nin Beşiktaş’ ta ki mekânına gelir.

 

Der ki:

 

- Ne olur sorularıma cevap ver, bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al! 

 Yahya Efendi şöyle bir bakar:

 

  - Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz ettim.

 

 - İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece “Neme lazım be sultanım” demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi bir mana çıkarıyorum.

 

 Yahya Efendi bu cevaptan sonra şu müthiş açıklamasını yapar:

 

 “Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de neme lazım deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hale gelir…”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları