23 Kasım 2016 - Çarşamba

KIBRIS MACERALARI DA BİR SONRAKİ YAZIYA İNŞALLAH…

Yazar - Bülent Çakır
Okuma Süresi: 5 dk.
Bülent Çakır

Bülent Çakır

civrilhaber@hotmail.com - 0542 612 59 75
Google News

Bugüne kadar yazdıklarım yüzünden eleştirildiğimde hiç üzülmedim.

 

Neden derseniz; birincisi çok az eleştirildim, ikincisi ise eleştirilmenin gazeteciliğin kaderi olduğunu iyi bilirim. Çünkü meslek hayatımda, hakkında iyi şeyler yazdığınız insanlardan teşekkür aldığımı hiç hatırlamıyorum, ama zülf-i yare dokunursanız, en basitinden eleştirilir, küfür yer, kötü gazeteci olur, bazen de hakim karşısına çıkarsınız.

 

Oysa gazeteci de insandır, o da duygu yüklüdür, onun da kalbi vardır, ete-kemiğe bürünmüştür: kim yaptığı iş için iltifat beklemez? Kim övülmekten hoşlanmaz? Ya da kim eleştirildiği zaman durup durup göbek atar, zevkten dört köşe olur?

 

Özetle gazeteci iyi yazdığı zaman görevini yapmıştır, kötü yazdığında ise (Kime göre kötü o da tartışılır) sahtekardır, üç kağıtçıdır…

 

Oysa gazeteci eleştiri yapacaktır.  Sedat Simavi demiş ki; “Yarın, ya da yeri geldiğinde aleyhinde yazı yazabileceğiniz hiçbir devlet görevlisi ya da siyasetçi ile samimiyet kurma. Yoksa gazetecilik yapamazsın”  Ne kadar doğru söylemiş.

 

Evet, gazeteci eleştirir. Sorgular.  Kendine göre doğru görmediği bir şeyi toplum adına düzeltilmesi için yazar. Halkın bilgi edinme ve haber alma özgürlüğünü gazeteci kullanır. O yüzden Anayasa’da olmamasına rağmen basın 4. Kuvvet olarak anılmaktadır. Kişisel bir çıkarı yoktur bundan.

 

Bir kurumda yanlış yapılan bir şeyler varsa ve halk kendi arasında konuşuyor ve fısıltı gazetesi ayyuka çıkmışsa bu daha tehlikelidir. Oysa gazeteci doğruyu yazarsa kamuoyunu doğru bilgilendirme görevini yerine getirmiş olur.

 

Nedir gazetecinin toplumdaki görevi veya bir görevi var mıdır? Nasıl bir meslektir bu gazetecilik? Zor mu, kolay mı? Her hafta bin bir emekle hazırlanıp – yayınlanan bu gazeteyi veya diğerlerini elinize aldığınızda hiç düşündünüz mü bunları? Öyle tahmin ediyorum ki, birçoğunuz düşünmemişsinizdir.

 

Bilemiyorum; bu mesleği yapmıyor olsam, belki benim de, aklıma gelmezdi bunları düşünmek…

 

Şimdi tabii, hiçbir iş dışarıdan görüldüğü gibi değildir ve her işin, mutlaka kendine göre zorlukları vardır. Ama zorluk derecesine göre bir sıralama yapacak olsak, bence gazetecilik mesleği, üst sıralarda yer alır.

 

Çünkü gazetecilik, zaman-  mekân sınırlaması olmayan stresli ve çok yorucu bir iştir. Hele ki, işini kişilikli yapanlar için, deyim yerindeyse, yolu koca koca dikenlerle dolu olan bir meslektir…

 

Peki, nedir ‘Gazetecinin görevi ‘…

 

Ancak bundan önce, ne olmadığının veya olmaması gerektiğinin cevabını verelim ki, konu daha iyi anlaşılsın…

 

Gazetecinin görevi, asla, gücü elinde bulunduranlara iyi görünmek, onlara övgüler yağdırmak ve bundan da, maddi – manevi çıkar sağlamak, değildir.

 

Gazetecinin görevi, içinde yaşadığı topluma, ayna ve ışık tutmaktır. Bedeli ne olursa olsun, daima doğruyu söylemek ve kral çıplak olduğunda, bunu cesaretle haykırmaktır.

 

Çünkü gazeteci, ülkede veya toplumda yolunda gitmeyen şeyleri herkesten önce görüp, bunların düzeltilmesi adına, gördüklerini olduğu gibi aktarmakla yükümlü kişidir. Onları örtbas etmekle, değil…

 

Ancak gerçekler, iktidar sahiplerinin işine gelmediği zaman, bütün bunları yapabilmek, hiç de kolay değildir. Bu durum, dünyada da, Çivril’de de böyledir…

 

Maalesef, kişilikli gazetecilerden korkulmakta ve bunlar bir şekilde baskı altına alınarak, gördükleri bazı gerçekleri yazmaları, engellenmektedir. Diğer taraftan, nabza göre şerbet vererek, her dönemin adamı olmayı başaran gazeteciler ise, iktidar sahipleri tarafından korunup – kollanmakta ve maddi olarak da, desteklenmektedirler…

 

Haydaaa…

 

Ne güzel Çivril Belediyesinin Kıbrıs gezisi ile geziye katılan başkan yardımcıları, belediye meclis üyeleri ve belediye personelini yazacaktım, yerimiz bitmiş.

 

Gazetecilik nedir, gazeteci ne yapar, ne yapmaz, kimden gazeteci olur kimden olmaz! derken sayfayı doldurmuşuz.

 

Gündem değişmezse ya da güç sahipleri müsaade buyurursa Kıbrıs maceraları bir dahaki yazıya inşallah…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları